30 Aralık 2010 Perşembe

Müfit gel yüzüme tükür!

Zamanın birinde aynaya bakmayı iş sayan bir adam varmış. Adam aynaya baktıkça kendine dair hülyalar kurar, bir an için olursa, nasıl kelli felli bir adam olacağını düşünür (müş)

Eğer dermiş, bir gün bir kız severse beni, şöyle bak bakarım... Yok yok olmadı böyle bakarım der (miş) Bir gün der(miş), iyi bir işim olurda çalışır para kazanır(sam), şöyle kazanırım, yok yok böyle kazanırım der(miş)

Adam aynanın karşısında geçip, kendiyle ilgili hayaller kurara kura tamı tamına beş yıl geç(miş). Müfit ne zengin olabil(miş). Ne de doğru düzgün bir kızı sevebil (miş)

Kıza dokun(muş), kız tuz buz ol(muş) Paraya dokun(muş), çalışası gelme(miş) Birileri gelip gitmiş sürekli o aynaya bakarken; yahu durun ilhamım geliyor, bu çarkı döndüreceğim siz engel oluyorsunuz diye diye, geceleri gündüzleri devir(miş)

Olamayan sevgiliyi öp(müş) olmayan paraları say(mış) O kadar çok olmayan biriktirmiş ki düşünde, hiç olmamışlar...

Yahu böyle olmayacak; iyisi mi ben bu olmayanları yaza yaza satıyım de(miş)

Biraz uğraşmış alan olmamış, biraz uğraşmış az para vermişler.

Biraz uğraşmış, yüzündeki tüm hayallerin yerini şapşal bir ördek al(mış)

Öyle aval aval bakıyormuş ki aynaya. Dur demiş... Dur ben bunu kimseye çaktırmayayım.

Sonradan koşa koşa gitmiş, maske dükkanına. Kendine allı şanlı, çeşit çeşit maskeler almış.

Yer yer güzel mi güzel bir prenses, yer yer güzel mi güzel bir delikanlı oluver(miş) Kahramanlık türküleri duymaya görsün, hemen alırmış yiğit suratı, yüzüne geçirdiği gibi cenge çıkar(mış)

Bir çok zaman geçmiş bizim Müfitin zamanlarında uzanan. Müfit o denli alışmış ki maskelerine, onlara inanmaya, kendi esase yüzünü unutmaya başla(mış)

Yavaş yavaş çürüdüğünü görmüş bir gün düşünde Müfit. Üstelik içide başka bir ayna meraklısı bağrınıyormuş ona bu olayı duyurmak için.

Oğlum Müfit senin maskeler ''çürüdü''. Bittin oğlum sen... Şimdi kara kara düşün...

''İlk yüzün neydi senin?''

Bulduğun gün ötekileri çıkar, ben sana yenisini vereceğim demiş.

Müfit düşündeki maskaraya küsmüş sitem etmiş. Hiç hatrım kalmadı mı Hüseyin, niye böyle yapıyorsun bile de(miş)


Oralı olmamış Hüseyin. Ulan abuk suratlı, ikimiz de senin suratının ne bok olduğunu bilmiyormuyuz demiş.

Müfit sinirlenmiş sinirlenmesine amma, ayna artık epey eskimiş(miş) Çirkin gelmeye başlamış gerçekten de hem düşleri, hem maskeleri.

Bir gece uyanmış ki ne duysun gece karanlığında. Ulan Müfit git de aynaya tükür ''yüzünü bulduk'' demiş.

Müfit oralı olmasa da kalkmış, yine aynasına bakarken içi bir hoş olmuş. Yine tatlı hayallere dalacakmış ki, ses yeniden gelmiş.

Tükür ulaaan! Korkmuş Müfit...Merak etmiş Müfit... Bunalmış Müfit....

Ses yeniden gelmiş.'' Tükür ulan deyyus!'' Müfit gerinmiş, esnemiş, kişnemiş.

Başlamış tükürmeye...

Ulan Müfit olcağın bu muydu?

Ne aydınlattın yüzümüzü!

Ayna parladı, masklar çürüdü...

Tükür ulan... Tükür serseri!

Hiç yorum yok: