31 Aralık 2008 Çarşamba

Babamı hiç öpmedim güneş doğduğundan beri..



Baba! Diyorlar ki sen suçlusun. Baba! Sen suçlu değilsin...

Baba! Neden tutukladılar seni?

Baba! Seni benden neden esirgediler?

Beni bir defa bile öpmeden,annemin gözyaşlarını silmeden.

Anne!

Her sabah yanaklarında gözyaşı görüyorum.

Filistin herşeye lâyık değil mi?

Hergün güneşe sesleniyorum...

Anne! Babamı birkez daha görebilecek miyim?

Yoksa, kıyamete kadar bir daha göremiyecek miyim?

Yoksa, annemin gözyaşları kıyamete kadar akacak mı?

Baba, neredesin! Neredesin! Baba, neredesin! Neredesin!

Topraklarımız işgal ediliyor.

Filistin çiçekleri koparılıyor.

Babamı hiç öpmedim, güneş doğduğundan beri.

Bayramlar bayramı, şenlikler şenliği kovalıyor.

Şehid üstüne şehid düşüyor...

Babam demir parmaklıklar arkasında! Kölelerin tutulduğu duvarların ötesinde.

O gün ne zaman? Parmakların kırılacağı gün ne zaman?

Her sabah çocuklarını öpen babalar!

Çok şey mi istiyorum? Çok şey mi istiyorum?

Ey ezilmiş çocukluğum ,ben Filistin'in çiçeğiyim

Ve babam demir parmaklıklar arkasında.

Babamı istiyorum... Babamı istiyorum... Babamı istiyorum...

"Dışarı çıktığımda vurulmaktan korkuyorum ve her yanım titriyor''

Öyle demişti küçük kız, hiç unutamıyorum bunu..

Hiç yorum yok: